NAMAZIN RÜKÜNLERİ

NAMAZIN RÜKÜNLERİ

1. İftitah Tekbiri. Namaza başlarken “Allahü ekber” cümlesini söylemektir. “Tahrîme” olarak da adlandırılır. Tâzim ifade etmeyen dua cümleleriyle namaza başlandığında tekbir yerine getirilmiş olmaz. Tekbir cümlesinde Allah kelimesinin ilk harfini uzatarak Âllah şeklinde okumak mânayı bozacağı için namazı geçersiz kılar.

2. Kıyam. İftitah tekbiri ve her rekatta Kur’an’dan okunması gerekli asgari miktar süresince ayakta durmayı ifade eden kıyam, farz ve vâcip namazlarda ve Hanefî mezhebinde benimsenen görüşe göre sabah namazının sünnetinde bir rükündür; gücü yeten kişi bu rüknü yerine getirmeden (meselâ oturarak) farz veya vâcip bir namaz kılarsa namazı geçerli olmaz. Bu asgari süre, kıyam tanımı ve kıyamdayken ellerin nerede ve ne şekilde bağlanacağı hususunda mezheplere göre farklılıklar vardır. Hasta veya ayakta durmaya gücü yetmeyen kişiden kıyam yükümlülüğü düşer, bu durumdaki kişiler namazı oturarak kılar. Nâfile namazlarda kıyam rükün sayılmadığı için bunlar bir özür bulunmasa da oturarak kılınabilir, ancak ayakta kılmak daha faziletlidir.

NAMAZIN RÜKÜNLERİ

3. Kıraat. “Kıyamdayken Kur’ân-ı Kerîm’den okunması gereken asgari miktarın okunması” demektir. Kıraatin iki rekatlı farz namazların, sünnet ve nâfile namazlarla vitir namazının her rekatında farz olduğu konusunda görüş birliği vardır. Hanefî mezhebine göre, kıraatin farz olduğu her rekatta kısa üç âyet veya buna denk düşen bir uzun âyet okumak gerekir. Diğer üç mezhepte kıraatin asgari miktarı her rekatta Fâtiha sûresinin okunmasıdır. Hanefîler’e göre kıraat üç ve dört rekatlı farz namazların herhangi iki rekatında farz, ilk iki rekatta yerine getirilmesi ise vâciptir. Şâfiî ve Hanbelîler’e göre kıraat farz namazın üç ve dördüncü rekatında da rükündür

4. Rükû. Her rekatta eller dizlere varacak derecede sırtın eğilmesini ifade eder. Hz. Peygamber’in uygulamasında en uygun rükû şekli sırt ve baş düz bir satıh meydana getirecek ölçüde eğilmektir.

NAMAZIN RÜKÜNLERİ

5. Secde. “Her rekatta vücudun belirli uzuvlarını yere veya yere bitişik bir mahalle koyarak iki defa kapanmak” demektir. Resûl-i Ekrem’in uygulamasına en uygun secde yüz, eller, dizler ve ayak parmakları olmak üzere yedi organ üzerine yapılan secdedir.

6. Ka‘de-i Ahîre. Namazların son rekatlarında belli bir süre oturmayı ifade eder. Üç veya dört rekatlı namazların ikinci rekatında yapılan oturuşa “ka‘de-i ûlâ” denir.

 

NAMAZIN RÜKÜNLERİ